İtalya-Floransa

    Eveeeet uzun bir aradan sonra Floransa yazımla beraberiz. Tüm İtalya'yı olduğu gibi Floransa'ya da trenle gittik. Floransa Milano ve Roma'ya göre daha ufak sakin bir şehir. Yolları taşdır floransa'nın, evleri dardır Floransa'nın, kızları baldır Floran... ehe neyse...


    İtalya denilince akla gelen Roma iken zamanın en godaman şehirlerinden biriymiş Floransa. Kısa bir dönem de olsa başkentlik neyn bile yapmıştır İtalya'ya. Da Vinci's Demons izleyenler bol bol görür floransayı Vinci babanın ve Michelangelo emminin doğduğu toprahlardır buralar. ( Michelangelo kim diyenler tıkayın) Bundan yüzlerce yıl önce bilim vardı buralarda, sanat vardı buralarda, şimdiyse let me take a selfi'ciler yayılmış garibim Floransa'ya.

    Neyse daha uzatmayayım, gezmek için bir günümüz vardı. Bu bir günde görmek istediğimiz yerler : Floransa Katedrali, Ponte Vecchio ve Signora meydanıydı.
 
    Floransa öyle dediğim gibi büyük bir şehir değil. Yarım milyon nüfuslu, yüz ölçümü de çok çok büyük olmayan bir yer. Trenden indikten sonra gezmek istediğimiz yerleri haritadan belirledik ve tabanvay yoluyla gezmeye başladık. İlk güzergah Floransa Katedraliydi.

Floransa Katedrali


    Nam-ı diğer Floransa Katedrali Duamo yada Maria Del Fiore olarak da bilinirmiş.
    1296-1436 arasında inşa Arnolfo di Cambio tarafından inşa edilmiş. Kubbenin tamamlanmasi üzerine 25 Mart 1436'de Papa IV Euginio tarafından katedral kutsanmış ve resmen ibadete açılmış.

    Zamanında ne kutlamalar, ne ayinler, ne katliamlar görmüştür şu bina. Hey gidi heyy! bi dili olsa da konuşsa...

Ponte Vecchio 

(Arkada duran Floransa'da bulunan meşhur PonteVecchio Köprüsüdür. Önde duran şahsiyetten söz etmek istemiyorum..)

    İkinci durağımız Ponte Vecchio. (Türkçe manası ile "Eski Köprü" imiş) Kendisinin içinde gırla tükkan bulunmakta. Zamanın Avm'si imiş efenim. Romalılara dayanırmış kuruluşu. İlk yapılan yapı sel ile yıkılmış fln çok badire atlatmış. Almanların bombalamadığı ender yapılardan. İyi gelmiş yani bu zamanlara hatta okunmuş köprü bile diyebiliriz.
   Bakmayın böyle eski göründüğüne içinden günde binlerce turist geçiyor. Hala içinde dükkanlar var. Takı ve hediyelik eşya üzerine bol bol dükkan görebilirsiniz içinde. 

  Signora Meydanı

   Sıra geldi meşhur Signora meydanı'na. Hani şu çıplak Davut heykeli ile meşhur olan...
   Michelangelo dayı 1501 yılında yapmaya başlamış 1504 yılında tamamlamış Davut heykelini. Çok mevzu geçmiş bu heykel konusunda da, Roma heykelin çıplaklığını görmüş bu ne böyle ucube gibi demiş. Sağcı kesim çükü var bu heykelin yarın çoluğumuz, çocuğumuzla geliriz ayıp yahu demiş. Papa benim türbanlı rahibeme heykellerle saldırdılar demiş. Hatta bi sanat dostu çekişle dalmış davut babaya. Velhasılı yasakçı zihniyet sonunda kaybetmiş. Michelangelo dayı toprağında ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...

    Zamanın yasakçı zihniyeti Floransa halkında ters etki yapmış. Şimdi gördüğünüz her kartpostalda, sticker'da davut babayı görürsünüz. (Anladınız siz onu) Yanılmıyorsam bazı kolyeler, tokalar, mini heykeller hatta yiyecekler bile vardı cinsel organ şeklinde. Hueheheh deyip gülüp geçtim tabi...

Eveet... Sayın gezi yazımı okuyan güzel okurlarım. Bu bahsettiğim yerler hakkında daha fazla bilgi elbette elde edebilirsiniz. Benim amacım sizi sıkmadan okunabilen bir yazı sunmak.Aslına bakarsanız kendime, çocuklarıma, belki çok uçuk ama torunlarıma bir yazı sunmak. Bak gençken de böyle yaptım diye bilmek. Nihayetinde ben kalıcı değilim belki hiçbiri gerçekleşmez ama en azından fotoğraflarım haricinde yazılarımla da var olabilmek.

Var ol, nerede ne yapıyorsan yap; hayattan tat al sayın okurum... 

(Fotoyu sansürledim çoluğunuz var, çocuğunuz var blogger mlogger'a girer...)

                                                 Bir sonraki yazımda görüşmek üzereee...

0 yorum:

Yorum Gönder