Bloğumun bu sayfasında Trakai gezimden bahsedeceğim.Facebook, twetter gibi mecralarda seyahat deneyimimi paylaşmıyorum çünkü resim bile paylaştımda bile "hava mı atıyon uleeeyn" oluyor.Benim gibi gezi yazısı okumayı seven yada erasmus kapsamında veya haricinde Litvanyaya gitmeyi planlayan arkadaşlara yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
Gelelim Island Castle ile ünlü Trakai'ye. Trakai Litvanya'nın başkenti Vilnius'un 28 km batısında yer alan şirin mi şirin 5-10 bin nüfuslu tarihi ve turistik bir kasaba. Trakai şuan ufak bir yerleşke olsa da zamanında Karay, Tatar,Yahudi,Rus... gibi birçok millete ev sahipliği yapmış bir yer.Trakai ismi Litvan dilinde "ormanlık alandaki boşluk" anlamına "Trãkas" dan geliyormuş.
Island Castele'ın uzak kısımlarında apartmanlar varken, yakınlarında evler eski usulde ahşaptan yapılmış (*1) sanırım kalenin ihtişamının bozulmaması istenmiş.(İyi de olmuş)Biz otobüste direk kaleye giden yolun başlangıç noktasına indik.Kalenin köprüsüne doğru ilerlerken yol kenarında hediyelik eşyalar satan yerler var.(*2) Çok güzel eşyalar bulabilirsiniz fakat öğrenci için biraz tuzlu.
Kaleye giden köprü tahtadan yapılarak eski bir hava katılmış.Zaten köprüye adım attıktan sonra 1400'lü yılları yaşıyorsunuz.Yeniye dair hiçbir şey kullanılmamış.Kaleyi gezmek için bilet satın almalısınız.Bizim geziyi okul karşıladığı için giriş ücreti ne kadar bilmiyorum maalesef.
Girişte direk gözünüze çarpan odundan yapılmış tek kişilik hapishane ve mahkumun ellerini ve başını bağlı tutan ahşap bir alet oluyor.(*3)Zeminin altında zindan bölümü ve zemin ile birlikte kale 3 katlı.Her oda da odayla sorumlu insanlar var.Aklınıza takılan soruları sorarsanız cevaplıyorlar.
Eşyalar cam ile muhafaza ediliyor.Her tarihi eser en ufak ayrıntısına kadar anlatılıp sergilenmiş. Kale büyük gezerken yorula bilirsiniz odada dinlenmek için oturaklar bulunmakta.Biz dinlenmek kale içerisindeki kilisenin oturaklarını kullandık çünkü rehberimiz biz otururken de kilise kısmını tanıtmak istedi. Kilise kısmın da iki büyük resim vardı iki farklı şenliği anlatıyormuş yanlış hatırlamıyorsam.(*4)
Kilise kale içindeki son duraktı sonrasında bir şeyler yemek için bir tatar lokantasına gittik simaları ve yemek kültürünün bizlere yakın olması beni çok memnun etti.Yemekte tadı tavuk çorbasını andıran bir çorba ve içi etli poğaçalardan vardı.Gerçekten lezzetliydi. Yemekten sonra bir saat boş zamanımız vardı havanın soğuk olması nedeniyle yarım saatini lokantada oturmakla geçindik geri kalan zamanda biraz etrafı turlayıp hemen atladık otobüse.Ve geri dönüş...
Trakai'den birkaç fotoğraflar
(*1)
(*2)
(*3)
(*4)
Bir dahaki yazımda görüşmek üzere ;)